Ukrayna, yenilenebilir enerjide Avrupa’da en cazip ülkelerden biri, Burak Pehlivan
Ukrayna’da, yenilenebilir enerji en gözde yatırım alanlarından biri. Ülke, güneş, rüzgar gibi kaynaklardan elde edilen enerjiye Avrupa’daki en yüksek tarifeden alım garantisi verirken, önümüzdeki senenin ikinci yarısından itibaren, tarife kademeli olarak azaltılacak. Bu deadline’ın varlığı ise hem Ukraynalı hem de yabancı yatırımcıları pastadan daha fazla pay alabilmek için son dönemde yarışa sokmuş durumda. Bununla birlikte sektörde beklenen yatırım patlaması da henüz gerçekleşmedi. Clifford Chance ve Redliffe Partners tarafından organize edilen, ”Yeşil Enerji Geliyor, Ukrayna’da Enerjiyi Finansmanı” Konferansının açılış panelinde, Ukrayna Enerji Ajansı Başkanı Sergiy Savçuk, Ukrayna Enerji Düzenleme ve Denetleme Kurulu yönetim kurulu üyesi Dimitro Kovalenko, ülkenin devlet ana enerji firması olan Ukrenergo’nun Uluslararası İlişkiler Yöneticisi Michael Bno-Airiyan, Ukrayna Rüzgar Enerjisi Derneği Başkanı Andrey Koneçenkov, Clifford Chance Frankfurt ofisinden Florian Kutzbach ve Redcliffe Partners’dan Svitlana Teuş ile, sektörün eksiklerini ve neler yapılabileceğini tartıştık. Ukrayna yeşil enerjide ne noktada, Avrupa’da nasıl yıldız olur? Forumdaki konuşmamdan.
Ukrayna’nın Dünya Bankası Kolay İş Yapma Endeksindeki en büyük sıçramalardan birini gerçekleştirdiği bir sır değil. Ülke, yatırımcıların, bir ülkede yatırım kararı almalarında göz önüne aldıkları önemli bir kriter olan bu endekste, son yıllarda 157. Sıradan 76. sıraya yükseldi. Bu çok takdir edilecek bir başarı ancak Ukrayna’nın önünde hala 75 ülke var. Özellikle Batılı yatırımcılar, hukukun üstünlüğüne ilişkin kaygılar, ülkede yaygın yolsuzluk olduğu algısı ve jeopolitik risklerden dolayı, Ukrayna’ya yatırım yapmada temkinli. Farklı devlet kurumları toplam doğrudan yabancı sermayeyi ölçümlerinde farkı sonuçlara varsalar da, 2017 yılında Ukrayna’nın kabaca 2,2 milyar $ yatırım çektiğini söyleyebiliriz. Ancak Güney Kıbrıs, Virgin Adaları, Malta gibi off-shore cennetlerinden gelen yatırımları ve bankaların sermaye artırımlarını saymazsak doğrudan yatırım oldukça mütevazi rakamlarda.
Bu süreçte bazı sektörlerin, ekonominin genelinden pozitif olarak ayrıştığını görüyoruz. Bunlar tarım, IT, AB’ye ihracat yapabilecek hafif sanayi ve tabii ki yenilenebilir enerji. Ukrayna, Avrupa’nın en iyi yeşil enerji tarifesini veriyor, bu tarife dünyada da en üst sıralarda yer alıyor. Yasa, son bir yılda birkaç kez değiştirilerek daha yatırımcı dostu hale getirildi, yatırımcı ve kreditör hakları güçlendirildi. Peki Ukrayna neden tüm bunlara rağmen istediği yatırımı bu alanda alamıyor, sektörde beklenen, özlenen patlama gerçekleşemiyor?
Nisan ayında, Ukrayna Başbakan birinci yardımcısı Stepan Kubiv ve beraberindeki heyet, DEİK olarak Ankara’da misafirimizdi. Gerçekleşen ekonomi forumu ve akabindeki yuvarlak masa toplantısında gündeme getirilmesi istediğimiz konulardan biri de Ukrayna’da enerji alanındaki fırsatlardı. Nitekim Ukrayna Enerji Ajansı Başkanı Sergiy Savçuk oldukça kapsamlı bir sunum yaptı. Kendisine iki soru sordum. Birincisi bu kadar güzel teşviklere rağmen yenilenebilir enerji alanında Ukrayna’da yapılan yatırımlarda gerçek yabancı sermaye oranı ne? İki, bu teşviklerin yasada yazıldığı gibi 31 Aralık 2019 yılına kadar devam etmesini garanti edebiliyor musunuz? Sergiy’in de cevapladığı gibi toplamda yatırımlarda yabancı sermaye oranı maalesef %10’un bile altında. Peki neden?
Ekonominin genelindeki sorunlar bu alanı da etkilemekle beraber, Ukrayna’nın daha çok yatırım çekmesinin önündeki en büyük etkenlerin başında iletişim eksikliği geliyor. İletişim, sözle olduğu gibi eylemlerle de olabilir. Her iki konuda yapılması gereken çok şey var. Hükümetin halkla, hükümet ajanslarının, yatırımcılarla, ülkenin dış dünya ile iletişimi çok daha geniş, derin ve kapsamlı olmalı. Hatta ülke içerisindeki yatırımcılar ve iş derneklerinin arasındaki iletişimin geliştirilmesi için bile alınması gereken çok mesafe var. Zaten bunun için de geçtiğimiz yıl Amerikalı, Alman, Avusturyalı, Fransız, İngiliz ve Ukraynalı meslektaşlarımızla Ukrayna’da Faaliyette Bulunan İş Odaları ve Dernekleri Uluslararası Konseyini kurduk. Ukrayna, yaptığını, başardığını dünyaya, yatırımcılara daha iyi aktarmalı. Bunun için de Sergiy Savçuk ve burada bulunan diğer değerli uzmanlar gibi yetkin, saygın isimleri yurtiçinde ve yurtdışında böyle forumlarda, toplantılarda daha çok görmeliyiz.
Ukrayna’nın yenilenebilir enerjide satabileceği iyi bir ürünü var ve bunu da iyi satması gerek. Son günlerde güzel gelişmeler de olmuyor değil. Yoğun çabaları ile bir Ukrayna firması, dünyanın en büyük yenilenebilir enerji firması Acciona’ya Ukrayna pazarıyla tanıştırdı. Bugüne kadar sektörü 150 milyon € finanse eden EBRD, ise The new Ukraine Sustainable Energy Lending Facility’nin üçüncü fazında 250 milyon dolarlık yeni bir destek paketini açıkladı, bunlar çok güzel haberler.
Ukrayna’nın Karadeniz komşusu, Türkiye’de son yıllarda yeşil enerji sektöründe müthiş bir sermaye ve know-how birikimi oluştu. Güneş enerjisi yatırımlarında hükümet teşvikleriyle adeta bir patlama yaşandı. Yüksek teşviklerin sona erdiği yıl olan 2017’de, 1,8 GW’ın üzerinde kapasite şebekeye bağlandı ve Türkiye, Almanya’nın da üstünde Avrupa’da geçtiğimiz yıl en çok kapasite artışı yapan ülke ünvanını aldı. Şimdi oluşan bu birikimle, teşviklerin sona ermesi de birleştiğinde, bu sektöre bugüne kadar irili ufaklı yatırım yapan 600’dan fazla firma başka ülkeleri yatırım fırsatları için araştırıyor. Bu firmalar, Uzakdoğu Asya’ya, Karaipler’e, Güney Amerika’ya, Sahraaltı Afrikası’na gidiyorlar. Bu bölgelerdeki ülkelerin hangisi Ukrayna’dan, Türkiye’ye daha yakın, Ukrayna’dan daha çok refaha sahip, daha iyi şartlar sunuyor, ülkede daha az yolsuzluk var ya da ülke daha güvenli? Türkiye’den ve başka ülkelerden Ukrayna’ya yenilenebilir enerji sektöründe yatırım çekmek için daha çok çaba harcamak gerekiyor.
Ne yazık ki hala Ukrayna hakkındaki önyargılar çok güçlü. Ukrayna’da sermaye kontrolü olduğunu, dolayısıyla alınan temettünün yurtdışına çıkarılamayacağını, ellerinden hukuk dışı yollarla yaptıkları yatırımların kolayca alınabileceğini düşünenler var. Yolsuzluktan dolayı inşaatların tamamlanamayacağını ya da Ukrayna’nın ödeme taahhütlerine bağlı kalmayacağını düşünenlerin var olduğu gibi. Halbuki sermaye kontrolleri 2017 öncesinde kaldı, birçok firma rahatlıkla inşaatlarını tamamlıyor. Kurun %70 değer kaybettiği dönemde bile Ukrayna ödemelerine bağlı kaldı. Biz doğruyu anlatmalı, yalnız olumsuz örnekleri değil, doğru, gerçek başarı hikayelerini de sunmalıyız.
Daha çok ve kurumsal yatırımcı ülkeye geldiğinde, Ukrayna’da bu alanda belki de ön önemli ve gerçek sorun olan, finansmana erişim ve kredi bulmadaki zorlukları da halletme konusunda şüphesiz pratikte fayda sağlayacaklar, yeni yollar, yeni kuruluşlarla piyasayı tanıştıracaklardır. Devlet organlarını, ajanslarını da yapısal reformların gerçekleştirilmesi için daha çok baskılayacaklardır. Ukrayna’nın yenilenebilir enerji gib elinde iyi bir ürün var ve ülke, bu ürünü çok daha iyi satabilmeli.